Yeni Bir Eğitim Yılına Başlarken Çocuklarda & Velilerde Ayrılık Endişesi

Geçiş veya değişim yaşandığında endişelenmek oldukça normal bir duygudur. Çocuk veya yetişkin ayrımı yapmaksızın hepimiz tecrübe edebiliriz ancak yaşadığımızın anksiyete olduğunu farketmeyiz bile. Çoğu zaman kendini baş veya karın ağrısı, huzursuzluk hatta sinir olarak gösteren endişe, çocuklarda tüm bu belirtilere ek olarak ebeveyne fazladan fiziksel bağlanma, ağlama veya çekingenlik olarak yüzeye çıkar. 

Özellikle okulların yeni bir eğitim yılına başlayacak olduğu bu günlerde çocuklarda, gençlerde ve ilk kez okula başlayacak olan minik öğrencilerde sıkça rastlanılabilen ve pek keyifsiz olan bu dönem tüm ailenin huzurunu kaçırıp telaşa düşürebilir. Oldukça yaygın bir durumdur ve bunca senedir gözlemlediğim kadarı ile çocuklardan çok veliler üzerinde daha büyük bir etki yaratır.

Öğrencinizin endişeli olduğunu Öğretmenim kim olacak?, Oradaki çocuklar benim gibi mi?, Öğle yemeğinde ne yiyeceğim?, Ya dediklerini anlamazsam?, Sen benim yanımda kalacak mısın? gibi sorduğu sorulardan da anlamak mümkün. Tüm bu meraklı sorular normaldir siz yeterki bir ebeveyn olarak bu sorulardan yola çıkarak kendinizi onun saf merak duygusuna kaptırıp endişeye çevirmeyin. Öğrencinizin yanında ‘o nasıl olsa anlamaz’ diye, kodlu konuşmalar dahi olsa Korkuyor, Okulu sevecek mi acaba?, Ben onunla kalabilir miyim ki?, Güzel giydirelim ki kendisini dışlanmış hissetmesin, gibi sözlü mesajlar vermeyin. Ve herşeyden önemlisi sakın ama sakın okula götürmemezlik etmeyin! Okuldan uzak durmak çocuğunuzun uzun vadede korkularını arttıracak, endişesini güçlendirecek ve katılımını giderek daha zor hale getirecek. Merak soruları ile başlayan durum bir krize dönüşecek ve bu durumda siz kriz yönetimi okumadıysanız içinden çıkılmaz bir hal alıp bu süre içerisinde okul hakkında yaratılan olumsuzlukların hepsini onaylamış olacaksınız. Çocuğunuz size sonsuz güveniyor, sizin götürmekten telaş ettiğiniz bir ortama o asla gitmek istemeyecektir.

Okula devamsızlık yapan öğrenciler yaşları kaç olursa olsun sosyal becerilerini geliştirmek ve uygulamak, başarı duygusunu tatmak, yetenekleri için övgü almak, onaylanmak, arkadaş edinmek ve dostluklar kurmak için değerli fırsatları kaçırırlar. Ayrıca büyük olasılıkla tüm eğitim hayatları boyunca yer edecek gerçekçi olmayan korkulara ve felaketlere meydan okuyacak deneyimleri ve kanıtları toplayamazlar.
Okul endişesine karşı ne yapılabilir?

Bir eğitmen olarak size önerilerim genel ve basit ama kanımızdaki Akdenizlilik nedeniyle ipin ucunu kaçırır, duygusal ve yetersiz hissederseniz lütfen ortamdan uzaklaşın. Çocukların yanında dramaya gerek yok 
Haydi o zaman…
Temelden başlayalım.
Kimse hiç bir durumla yorgun ve açken baş edemez. Çocuklarımız endişe yaşadığında ise yemek yemeyi unutur, kendilerini aç hissetmez ve yeterince uyuyamazlar. Sağlıklı atıştırmalıklar hazırlayın ve çocuğunuzun sık sık beslenmesine özen gösterin.
Yaz tatilin sona ermesiyle birlikte düzenli rutinler inşaa etmeye başlayabilirsiniz, böylelikle hayat çocuğunuz için daha öngürülebilir bir hal alır. Sabah kalkışını ve gece yatmasını ihtiva eden bu rutinler yemek kadar önemli.

Duygularını paylaşması için teşvik edin.
Çocuğunuza kendisini nasıl hissettiğini sorun. Tüm duyguların normal olduğunu ifade etmeyi ihmal etmeyin ve sadece dinleyin. Onun söylediklerini kendisine onaylayarak ve yeri geldiğinde soru şeklinde tekrarlayın. Lütfen aklına yeni kavramlar, yüreğine baş etmesi gereken yeni duygular yerleştirmeyin.
Okul başlamadan önce ve sonrasında da devam edecek şekilde tüm ilginizi çocuğunuza verdiğiniz bir zaman dilimi belirleyin. Sadece onu dinleyebileceğiniz ve sadece size ait olan bir zaman dilimi. Daha yetişkin çocuklar yani gençler sizin yoğun ilginizden rahatsızlık duyabilirler. Bu nedenle araba kullanırken veya beraber yürüyüşe çıktığınızda size açılmaları daha rahat olacaktır. Fırsat yaratın.

Güvence vermekten kaçının… bunun yerine problemi çöz, planı oluştur.
Çocuklar genellikle endişelerinin üstesinden gelmek için kötü şeylerin onların başlarına gelmeyeceğine dair sizden güvence beklerler. Endişelenme, Her şey iyi olacak gibi yorumlardan kaçının, bunların yerine problemi nasıl çözebileceklerine dair düşünmelerine teşvik edin. Örneğin; Eğer (en kötüsü) olursa, ne yapabilirsin? veya Bu durumu halledebilmenin bazı yollarını düşünelim. Bu tür cevaplar çocuğunuzun hislerinin veya korkularının gerçek olup olmadığını anlama fırsatı sunacağı gibi onu yönlendirme şansı yaratacak size. Ayrıca beklenmedik bir durumla karşı karşıya kaldığında problemi nasıl ele alabileceğine dair etkin donanıma sahip olacak.

Çocuğunuzu problem çözmeye ve planlamaya teşvik edecek bazı senaryolara bakalım:
Canlandırma: Belirli bir durumla karşı karşıya olan çocuğunuza yol gösterebilirsiniz hem de o hiç fark etmeden… Örneğin, öğretmeniyle anlaşmazlık yaşadığı kanısına vardığınız çocuğunuza öğretmenini canlandırması için okulculuk oynayabilirsiniz. Siz öğrenci olduğunuzda çocuğunuzu rahatsız eden davranışı çözebilirsiniz, konuya nasıl yaklaşabileceğini ona gösterebilirsiniz.
Olumluya odaklanın: Çocuğunuzun aklını endişelerinden almak için olumluya odaklayın. Örneğin, Okulun ilk günü için en çok heyecanlandığın üç şeyi sayar mısın? çoğu çocuk size olumlu bir kaç şey söyleyecektir ve tahmininizden daha basit bile olabilir bunlar. Yiyeceği kuru kayısılar, gideceği oyun parkı, göreceği arkadaşı… eğer o düşünemiyorsa siz kendisine fikir sunabilirsiniz tabii. Önemli olan endişelerden uzak kaldığınız bir sohbet ortamı içerisinde eğlenerek konuşuyor olmanız.

Kendi davranışlarınıza dikkat edin: Çocuğunuzun bakımını ve sorumluluğunu başka birine veriyor olmak veliler için güç olabilir ancak bunu öğretmenler zaten biliyor ve size yardımcı olmak için donanımlılar. Öğretmeninizle önceden konuşabilir ve kendinizi bu duruma hazırlayabilirsiniz. Bu etapta size yardımcı olabileceğimi düşünüyorum… Çocuklar sizlerin kelimelerini kullanarak konuşurlar bunu göz önünde bulundurarak, kendinize güvenen, net bil dil kullanmanızı tavsiye ediyorum. Açık bir şekilde, ses tonunuzu duygulardan arındırmış olarak kullanın. Çocuğunuzun, çekinecek korkacak bir şey olmadığını sizin hitab şeklinden anlayacak olduğunu aklınızda tutun. Destekleyici ve net olun. 

Çocuğunuzu okula bıraktığınızda rahat bir ses tonuyla Hoşçakal diyin. Telaş içerisinde kucağınıza koşmasını beklemeyin, orada oyalanmayın, tereddüt hissettirmeyin. Sizi seviyor merak etmeyin. Sizsiz bağımsız bir şekilde hareket ediyor olması sizin başarınızdır, aksini aklınıza getirmeyin. Beni istemiyor, ne kolayda oldu, beni hemen çıkarttı hayatından gibi üzücü şeyler getirmeyin aklınıza. Siz harikasınız ki bunu becerebildiniz. Veda üzerine veda etmeyin. Bak gidiyorum hadii byee demeyin, uzatmayın. Duygusal olan sizsiniz, ayrılık acısı yaşayan sizsiniz lütfen çocuğunuza bunu yaşatmayın. Sizi bırakmıyor, bir kaç saat sonra berabersiniz. Arkadaşlarınızla kahve içmeye, işinize bakmaya devam edin.

Ancak tabii daha evvel bu durumda kalıp da yukarıda yapmayın dediğim şeyleri yaptıysanız iş biraz güçleşebilir. Lütfen söylediklerimi uygulamaya devam edin. Ağlamaya, protesto etmeye, kendini yerlere atmaya başlayacak olan çocuğunuzun gözlerinin içine bakarak;
‘Seni anlıyorum, biliyorum ne hissettiğini ve senin bunu başarabileceğine inanıyorum. Seni seviyorum. Şimdi ben gidiyorum ve seni okul çıkışı (saatini belirtin) almaya geleceğim.’ deyip gidin.
İçinizin parçalandığını biliyorum… Ebeveyn olmak böyle bir şey. Sizi rahatlatır mı bilmiyorum ama 18 yıllık profesyonel hayatımda annesi gidip de yatışmayan, kendini oyunlara kaptırmayan bir tek çocuk tanımıyorum. Öğretmeninize güvenin demesi kolay, ben de veliyim ama kararlılık çok önemli. Çocuğunuzun kararlı olduğunuzu bilmesi önemli çünkü buna ihtiyacı var. O güvenceyi ona verin. Okul ve eğitime karşı olumlu duygular hissetmesine yardımcı olun çocuğunuzun.
2018-1019 eğitim yılının tüm çocuklarımıza ve velilerine, başarı ve mutluk getirmesini diliyorum.
İyi Dersler