Gençlerin Beyinlerini Kodlayan Meditasyon

İnsanların beyinlerinin %10’unu kullandıkları tam anlamıyla yanlış bir kanıdır. Hatta bilinenin aksine %100’ünü kullanıyoruz ancak o kadar çok bilgi girişi ve analiz yapıyoruz ki, beyin kendini koruma altına almak için ‘dikkat’ denen bir ön elemeden geçiriyor girdileri. Kime ve neye dikkat etmesi gerektiğine kanaat getiriyor. Bu şekilde düşünüldüğünde ‘dikkat’i beyinin lideri olarak görmek mümkündür ve patron olduğunu kabul ettiğimizde, iyi bir patron mu yoksa kötü bir patron mu sorusu doğuyor.

Beyin her daim işlevini yerine getiriyor, aksattığı bir an yok. İnsanlar yaptıkları işe fokuslanmadıklarında veya sıkıldıklarında beynimiz dalıp gidiyor, neticesinde dikkatimiz eksiliyor.

Araştırmalar bir iş üzerindeyken beynimizin %50’sinin dalıp gittiğini gösteriyor. Peki bu gerçek hayatta ne anlama geliyor? Bir doktorun ameliyat esnasında daldığı, araba kullanırken beynimizin düşüncelerimiz arasında gezintiye çıktığı yada bir öğrencinin sınav esnasında bambaşka şeyler düşünmeye başladığı anlamını taşıyor ve hepimiz bunu gün içerisinde devamlı yapıyoruz. Neden yapıyoruz, neden düşüncelere dalıp gidiyoruz?

Çünkü aklımız tam bir zaman gezgini. Farkına varmadığımız halde kendimizi geçmişte yaşadıklarımızın analizini yaparken veya gelecekte yapmayı planladıklarımızı düşünürken bulabiliriz. Farkına varmadığımız bu düşünce gezilerinin sonuçları var, hatalar yapıyoruz, önemli ayrıntıları kaçırıyoruz, karar vermekte zorlanıyoruz ancak daha da kötüsü, stres altındayken başımıza gelenler. 

Beyin stres altında geçmişe doğru çıktığı gezintilerde geçmişi tekrar tasarlar, yaşar ve pişmanlık duyar yada geleceğe doğru yolculuğa çıktığında büyük ihtimalle hiç olmayacak bir gelecek tasarlar, felakete dönüştürür, endişeye kapılır. Bunu engellemek için ne yapabiliriz? Dalıp giden veya stres altındaki beyinin tersi ‘mindful’ olan, yani farkında, dikkatli, bilinçli, uyanık beyin. 

Duygusallıktan bağımsız, şu an yaptığımıza bilinçli bir şekilde dikkat etmek ancak pratikle sahip olunacak bir beceri.
Son beş yılda avrupa ülkelerinin eğitim programlarında büyük bir hızla yerini alan farkındalık eğitimleri günümüz gençliğini yarınların yetişkinleri olmaya hazırlamak adına atılan en önemli adımlardan biri. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle bu ayki konumuz gençlere sunulan farkındalık eğitimlerinin neden önemli olduğu ve nasıl uygulanabileceği.

Bugünün gençliği önceki nesillere göre daha çok baskı altında. Gençler arasında gözlenen stres ve endişe artışının dikkat bozukluğuna yol açtığına inanılıyor. Çoğu zaman yanlış adımlar attıklarını düşünen çocuklarımızın an’a odaklanmaları gün geçtikçe zorlaşıyor. Meditasyon gençlerin odaklanmalarını sağlayacak etkin bir araç. Günümüz gençlerinin beyinleri hızlı bir şekilde koşarken sakinleşmeleri, düşüncelerini yavaşlatmaları vakit alacak ama başaracaklar. Bir kez nefeslerine odaklanmayı başardıklarında, yargısızca etraflarındakilerini farketmeleri kolaylaşacak. Zihnin temizlenmesi ve stresin azaltılması önemli ancak meditasyonun tek katkısı bu mu? 

Araştırmalar zamanla meditasyonun beynimizdeki gri madde yoğunluğunu arttırdığını, bellek, empati ve karar verme yetisinde artış olduğunu göstermekte. Ayrıca özbenlikten sorumlu olan medial prefrontal korteks ile korkunun kaynağı olan amigdala arasındaki bağlantıyı kesme özelliğine sahip olan meditasyon, amigdalayı lateral prefrontal kortekse bağlayarak duruma daha rasyonel bir bakış açısı getirmemizi sağlar. Meditasyon yapan herkes zamanla olayları daha net görmeye başlar. Geçmiş hataların gölgesinde kalmak veya gelecek kaygısı yaşamak, çocuklarımızın kolaylıkla başa çıkabilecekleri olgular değil ve işin aslı anı yaşamak için yer bırakmamaktadırlar. Meditasyon sayesinde durmayı, zihinlerini boşaltmayı ve yaşananlara oldukları gibi bakabilmeyi beceren gençler, zihinlerindeki yükten kurtulur ve duygularını yönetebilmeyi başarır. Olumsuz tasarılardan uzak dururlar ve kendilerini aşşağıya çekmekten vazgeçerler.

Meditasyon beyinin işleyişinde değişimler yaratır. Yararlı olmayan bağlantılar yıkılır ve net bir bakış açısına yol açacak yeni bağlantılar kurulur. Zaman içerisinde kurulan bu yeni bağlar güçlenir ve gençlerin akıllarını temizleme, duygularını sakinleştirme yetenekleri gelişir. Sınav esnasında veya sunum yapmaları gerektiğinde gelişen yeteneklerini kullanırlar. Dikkatlerini neye odaklayacaklarını bilirler ve bu özellik gelecekteki yaşantı için erken yaşlarda edinilmesi gereken bir beceridir.